7 Temmuz 2007 Cumartesi

ANNEANNEMİN KAHVALTI SOFRASI VE SIKMA..


Eğer Adanalı'ysanız veya Adana'ya gitmişseniz sıkmayı mutlaka duymuşsunuzdur.Benim de Adana'ya dair özlediğim yemeklerden biridir sıkma, tabiki kebap kadar ünlü değildir ve birçok hamurişinin yanında silik kalmış da olabilir, ama ben anneannemin yaptığı sıkmayı sıcak sıcak hele bir de ince belli bardaktaki çayla yemeyi dünya mutfağındaki hiçbir yemeğe değişmem...

Aslına bakarsanız içerik olarak gözlemeden çok farklı değil,ama tadından mıdır, yoksa bana çocukluğumda anneannem ve ninemle yaptığım kahvaltıları hatırlattığından mıdır bilmem,benim için yeri bambaşka.Küçükken anneannemde kaldığımda, sabah miss gibi sıkma kokusunu aldığım anda yataktan fırlardım ve benim için sabah 5.te kalkmış,hamurunu yoğurmuş,ocağın başında bana sıcacık sıkmaları hazırlayan anneannemi ve kahvaltı sofrasını kuran ninemi bulurdum,o zamanki çocuk aklımla bile benim için mutlulukların en güzelini yaşamış olurdum,o sofrayı öyle çok özledim ki..Ninemi kaybedeli 10 sene oldu,çok şükür anneannem hayatta ama onu yormaya kıyamadığım için yalancı sıkma yapımını öğrendim..Anneannecim sen kendine iyi bak, artık ben sana sıkma yapacağım.

Orjinalinde sıkmanın hamuru ekmek hamuru gibidir, ceviz yumağı büyüklünde parçalar koparalır, oklava ile tek tek açılır ve ocakta saç.a benzer bir tavada kızartılır, ancak bu koşuşturma içinde böyle bir zaman yaratmadığım için ben de yufka ile yalancı sıkma yapıyorum.


Yaz akşamlarında beş çayında ya da pazar kahvaltısında yemenizi tavsiye ederim.Yaptıktan sonra buzdolabında 3-4 gün saklayabilirsiniz.Yemeden önce mutlaka teflon tavada ya da mikrodalgada ısıtın..


Malzemeler,

4 yufka
350 gr beyaz peynir

Maydanoz

100 gr tereyağ

1 büyük soğan (isteğe bağlı)

1/2 çay bardağı sıvıyağ

Öncelikle 1 büyük soğanımızı ince ince kıyıp,1 çorba kaşığı yağda kavuruyoruz.Soğan isteğe bağlı,isterseniz kullanmayabilirsiniz ama ben çok yakıştırıyorum.Soğalar yumuşayınca ayrı bir yerde ufaladığımız beyaz peynir ve ince kıyılmış maydonoza ekleyip karıştırıyoruz.Bu arada 1 yufkamızı açıyoruz, üzerine 1 çorba kaşığı yağı sürüyoruz,yufkamızı kapatacağımız için yapışmasını önlemek için sürüyoruz yağı, o yüzden her yerine gelmesi şart değil.Yufkamızı önce karşılıklı iki kenarını kapatıp, iki ucunu ortada buluşturuyoruz, sonra kalan 2 kenarı da aynı şekilde kapatıyoruz, şimdi yufkamız kare şeklinde ve 4 eşit parçaya bölüyoruz.1 çorba kaşığı sıvağı teflon tavamıza döküp, peçete yardımı ile her tarafına sürüp fazla yağı alıyoruz, tavamızı sadece 1 kere yağlıyoruz.Her iki tarafı da eşit pişirirince,ekmek kesme tahtamız üzerine alıyoruz.




Ekmek kesme tahtamız üzerine aldığımız pişmiş yufkamıza erimemiş,bütün haldeki tereyağını sürüyoruz, yufkanın sıcaklığı ile sürdükçe tereğımız yufka üzerinde dağılıyor zaten, bunu yapma amacımız, yufkayının kurumasını engellemek.





Sonra peynirli maydonozlu soğanlı karışımımızdan içine koyuyoruz ve


dürüm gibi sarıyoruz. Her bir yufkada aynı işlemi yapıyoruz, burda önemli olan ocağın başında beklemek, çünkü yufkamızın sıcak olması gerekiyor ki anında tereğı sürelim,zaten peynirli karışımı koyup sarana kadar, diğer yufka tavada hazır oluyor, dolayısıyla senkronize bir halde sırayla tüm aşamaları gerçekleştirmiş oluyorsunuz.




Ben son halini çekemeden sıkmalar tükendi :))) Sıkmalarımızı kurumaması için önce kağıt havluya sarıp, sonra saklama kabına koymanızı tavsiye ederim.Yemeden önce ısıtmayı unutmayın..
Afiyet olsun




2 Temmuz 2007 Pazartesi

DOĞUMGÜNÜ PASTASI

Bu hafta doğumgünü haftası benim için, yarın 2 tane çok sevdiğim arkadaşımın doğumgünü,
Maalesef bir tanesi ile görüşme imkanımız olamadığı için, sadece telefonla kutlayacağım ve hediyesini ona kargo ile ulaştıracağım.Ayrıca Cuma günü de kuzenimin doğumgünü, o da Ankara.da olduğu için sadece telefonda kutlayabileceğim,sınavları bitmişse belki msn.den göreşebiliriz..
Doğumgününde yanında olabileceğim arkadaşımın yani İlknur.un hediyesini 1 ay önceden aramaya başladım, insanlara hediye alırken, onların tarzını yansıtan “ben de arasaydım, kendime kesinlikle bunu alırdım” diyebilecekleri bir hediye seçmeye gayret ediyorum.Bu yüzden araştırmak, en içime sineni bulmak bi hayli vaktimi alıyor.Ama bence hediye alırken sarf ettiğimiz gayret karşı tarafa verdiğimiz önemi gösteriyor.
İlknur.un hediyesini aldım ama açıkçası sadece hediye bana yeterli gelmedi,kendimden de birşeyler katmak istedim, bu yüzden ona süpriz doğumgünü pastası hazırlamaya karar verdim.Pastamı Pazar günü pişirdim, krema kaplamasını ve süslemelerini ise Pazartesi yaptım.Bugüne kadar gelen misafirler için birçok pasta yapmışımdır herhalde, ama ilk kez hediye olarak görüreceğim bir pasta için günlerce kafa yordum, kreması, içeriği nasıl olmalı,kenarlarını neyle kaplamalıyım diye düşündüm.İlknur.un midesinin çok hassas olduğunu gözönüne alarak hafif bir pasta olması için meyveli yapmaya karar verdim, ama pastanın bi yerinde mutlaka çikolata olmalıydı, o yüzden kekini bol çikolatalı yaptım,süsleme kısmına gelince kenarları da çikolatalı şekerlemelerle kapladım ama üst kısmında krema sıkma torbamın azizliğine uğradım,o yuzden istediğim süslemeleri yapamadım, yapabilseydim zarif arkadaşım için herbir süsleme üzerine zarif inci şekerlemelerinden koyacaktım,gelecek sefere artık..Kutlama yazısından anlayacağınız üzere, pasta üzerine yazım tekniği konusunda daha çooook çalışmam lazım, gerçekten göründüğünden çok çok daha zormuş..



Pandispanya,

* 4 adet yumurta
* 1 su bardağı un
* 1 su bardağı şeker
* 100 gr sütlü çikolata
* 100 gr bitter çikolata
* 1 paket vanilya
* 1 paket kabartma tozu
* 3 çorba kaşığı kakao
* 6 çorba kaşığı yoğurt
* 1/4 su bardağı sıvı yağı
Krema,
* 1 kutu Hindistan cevizi sütü
* 2 paket toz krem şanti
* Arası için 1 kutu Superfresh konserve meyveÖnce pandispanyamızı hazırlıyoruz.Ben üzerinde rahat çalışabilmek için pastamı 1 gün önceden hazırladım.Önce oda sıcaklığındaki yumurtalarımızı şekerle çırpıyoruz.Diğer yanda ocakta çikolatalarımızı bıçakla kesip,benmari usulü eritiyoruz.



Yumurta ve şekerimizi iyice köpürünce yoğurt ve sıvıyağı ekliyoruz.Bu arada eriyen çikolatalarımızı karıştırarak soğutup yumurtalı karışıma ekliyoruz.Daha sonra kakao,un ve kabartma tozumuzu da ekleyip, çok yoğun olmayan bir kek kıvamı elde ediyoruz
ve 20 cm.lik kek kalıbımıza döküp,180 derece ısıtılmış fırınımızda yaklaşık 40 dk.pişiriyoruz.Kekimiz soğuyunca strece sarıp oda sıcaklığında bekletiyoruz.Ertesi gün önce pastamızın üzerini tırtıklı ekmek bıçağı ile traşlıyoruz,ta ki dümdüz bir pasta üstüne sahip olana kadar,daha sonra pastamızı 3 kat olacak şekilde kesiyoruz.Bu arada Hindistan cevizi sütümüzü toz krem şanti ile çırpıp 10 dk dolapta bekletiyoruz.Daha ıslak bi kek olsun isterseniz, kekinizi meyve suyu ya da sulandırılmış reçel ile ıslatabilirsiniz.Ama siz de göreceksiniz bu kekinin kıvamı bence yeterince ıslak, o yüzden ben ayrıca bi malzeme kullanmadım.kekimizin ilk katını pasta tabanımızın üzerine koyup,sonra krem şantimizden koyuyoruz ve spatula yardımıyla düzleştiriyoruz.Sonra üzerinde meyvelerimizden koyuyoruz ben biraz da damla çikolata serptim,isterseniz siz koymayabilirsiniz,daha sonra diğer kata da aynı şekilde malzemelerimizi koyup,en üst katın kremasını düzgünce sürüp, kekimizin kenarlarını da iyice sıvıyoruz,ben kekimizin kenarlarını süsleme şekerleri ile süsledim,krema ile kapladıktan sonra,şekerleri elimle avuç içime doldurup, kekin kenarlarına bastırdım.Pastamızın üzerine sıkma torbası ile süs yapacaktım ancak duylarda sorun olduğu için sıkma torbasını krema ile doldurup,çerçeve yaptım.En üste Eminönü Nüans.tan aldığım süsleme şekerleri koydum, son olarak da yağlı kağıt ile minik bir külah yapıp, içine erimiş çikolata ile doldurdum, ve doğumgünü mesajımı yazdım,ama pasta üzerine kağıt yardımıyla yazı yazmak gerçekten çok çok zormuş.Pastamı yiyen herkes çok beğendi.Umarım siz de beğenirsiniz..Afiyet olsun..